Murat
Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu haftaki konuğumuz Ordu’nun önde gelen
sanayicilerinden iş adamı Kadir Engin. Aynı zamanda Ordu Sanayici ve İşadamları
Derneği (ORDUSİAD) Başkanı da olan ve duayen kimliği ile ekonominin nabzını en
iyi tutan isimlerden biri olarak tanınan Engin’in deneyimleri ışığında
pandemiden ekonomideki gelişmelere ve tarımdan enerji yatırımlarına kadar pek
çok konu başlığı sohbetimizde yer aldı.
-Ordu
ekonomisine büyük bir katkınız var. Öncelikle koronavirüs salgınından
bahsedelim Salgın ve pandemi süreci sizi ve üyelerinizi virüs nasıl etkiledi?
-Aslında geçmiş olsun demek lazım ancak geçmediğini
görüyoruz. Salgının etkilerinin önümüzdeki yıl da süreceğini düşünüyorum. Hem
sağlık anlamında hem de sosyal anlamda… Yaşantımızın büyük bir bölümünü
etkileyip yeni bir yaşam oluşturmamıza neden oldu. Bana ilk günlerde sorulduğunda
“bir kriz masası oluşturulsun” dedim. Bunlar kimlerden oluşacak? Aile içi,
cemiyetler, şirketler, firmalar ve tüm KOBİ’leri kapsamalı şeklinde bir mesaj
vermiştim. Baktığımızda yerinde bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Herkes önce
kendi kurumsal meselesini çözebilirse krizin etkileri minimuma iner.
-ORDUSİAD
olarak toplantılara ara verdiniz mi?
-Her ay bir üyemizin davetlisi olarak yaptığımız
etkinliklerde bürokrat ve belediye idarecilerinin katıldığı bir yemeğimiz
oluyordu. Orada güncel sorunlar konuşuluyor ve çözüm önerileri ortaya
atılıyordu. Bundan da memnuniyet duyuyorduk. Artık yapamıyoruz. İyice daralttık.
En son yemeğimizi Büyükşehir Belediye Başkanımız Hilmi Güler ile yapmıştık.
Hatta sayın başkandan yeni bir yemek önerisi de geldi. Ancak bugünlerde mesafelere
biraz daha fazla dikkat etmek lazım. Yazı iyi geçirdik bundan dolayı sanırım
biraz gevşedik. “Türk gibi başla, İngiliz gibi devam et, Alman gibi bitir” diye
bir söz vardır. Biz heyecanla başlıyoruz, hızla gidiyoruz ama sonra gevşiyoruz.
Nedeni kendi disiplinimizden kaynaklı. Başlangıçta Avrupa’dan iyi durumdayken şimdi
onlardan daha kötüyüz. Bunun nedeni disiplinsizlik.
-İş
dünyası dövizdeki dalgalanmalar hakkında neler düşünüyor?
-Kendi içimizdeki toplantılarda piyasayı takip ettiğimiz
zaman herkes gibi çok inişli çıkışlı bir yıl olduğunu gözlemledik. Belki yaz
aylarını rahat geçirdik diyebiliriz ama şimdi ikinci dalga geldi pandemide.
Hazine Bakanlığı zaman zaman resmi kanallardan piyasaya bol miktarda para pompaladı.
Dolayısıyla bir nakit rahatlığı oldu. Yüzde 8 faizlere evler satıldı. Döviz
yükselmesin diye Hazine’deki dolar rezervleri tüketildi. Siyaset olarak konuşmuyorum.
Dövizin tükenmesi ve Merkez Bankası’ndaki yaşanan sıkıntılar nedeniyle
ekonomide yeni kaos beklentileriyle sıkıntıya düşüldü. İhracat azaldı, ithalat
arttı. Bu işi toparlamakta zorlanacağız. Zira pek çok değişken var yaşadığımız
süreçte.
-2021
yılı öngörünüzü de merak ediyoruz?
Yeni yıl gelmeden piyasada güvensizlik yaşandı. Mevduatlar son
10 günde 3-4 milyar dolar daha arttı. Aslında 2020’ye bakacaksak kötü geçtiğini
söyleyemeyiz. Pandemi kaynaklı çok zorluk yaşadık. Bu durum güçlü bir
ekonomimizin olduğunu gösterir aynı zamanda. Geleceğimiz için yine çok soru
işaretleri devam ediyor.
-İş
dünyası acilen yapısal reformların yapılmasını istiyor. Hükümet de iş
dünyasının verdiği raporu dikkate alacağının sinyallerini verdi. Bu yeni umut
olabilir mi?
-Zaten üst üste yapılan toplantıları takip ediyoruz.
Ekonomide sorumlu bakanlar da değişti. Yeni bir yapılanmaya gidiliyor. Fatsa
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş’ın 2021 için genellikle 10
maddelik beklentileri vardı. Bunlara baktığımızda ekonominin baş aktörü güven.
Ve bu güveni sağlayacak siyaset ve yönetim gerekli. Ama şu bir gerçek ki büyük
miktarlı bir destek yapıldı. Peşinden ikinci dalga geldi. Desteklerin yeniden
yapılması gerekiyor. Çünkü yıl içinde ertelenen SGK ve BAĞ-KUR başta olmak
üzere pek çok destek kredilerinin geri ödeme tarihleri geldi. Kış döneminde
haliyle birçok sektör daralıyor, nakit akışı azalıyor. Bu durum da bankalara
kredi olarak yansıyor. Bana göre bundan sonra yapılacak desteklerin daha
sağlıklı ekonomik kriterler ve analizlere göre verilmesi lazım. Amaca uygun
kullanılması lazım. Bu firmanın ihtiyacı var mı yok mu? Kullandığı krediyi
amacına uygun değerlendiriyor mu? Bunların denetlenmesi lazım.
-TOBB
verilerine göre 10 ayda 26 bin 968 iş yeri kepenk indirdi. Sizce bu rakamlar
neyin göstergesidir?
-Öncelikle bu işletmelerin neden kurulduğunu tartışmak
lazım. Bu işletmelerin kendi konjonktüründe belki de hizmetleri demode oldu.
Aslında kapanmayı bekleyen çok. Buna benzeyen birçok daha kapanmaya hazır
işletmeler var. Türkiye için zor bir süreç. Yine de desteklenmesi lazım.
-Salgında
hizmet sektörü en çok etkilenen sektörlerden biri. Sizin
de üyeleriniz mevcut. Bu konu hakkında ne gibi yorumlar alıyorsunuz?
Salgın yeni bir yaşam biçimi getirdi. Bu süreçte insanlar
daha çok evlerinde yemek yapmaya başladı. Bir de iş yönetim biçimi değişti.
Evden çalışma sistemi geldi. İnsanlar evlerinde bilgisayar başına oturarak
işlerini gerçekleştirebiliyorlar. Bunun ekonomiye etkisi kötü. Evinde çalışan
insan dışarı çıkamıyor, mazot harcamıyor. Yeni yaşam da tasarruflu hale gelince
şirketlerde bunu destekler oldu. E-ticarette ciddi derecede yükselişe geçti.
Firmaların bu konularda kendilerini şekillendirmesi gerekiyor. Dünyanın yapısı
değişiyor ve sistem bizlere, parayı ve zamanı ekonomik anlamda daha iyi şekilde
kullanmamız gerektiğini söylüyor. Biz buna ayak uydurmak zorundayız.
-Gaziantep’ten
65 firma TİM listesine girerken Karadeniz’den sadece 39 firma yer alıyor. Karadeniz
potansiyelini kullanamıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konu bizim yaramızdır. Ancak üzülerek söylemek gerekirse
bu yeni bir şey değil, yıllardır konuşuluyor. Şimdi Gaziantep’ten 65 firma
giriyor diyorsunuz da orada 7 tane organize sanayi var. Kendimce merak
ediyorum; şu bizim küçücük organizenin yüzde kaçı yeşil alan yüzde kaçı tesis…
Neredeyse yarı yarıya yeşil alan var. Ben olmasın demiyorum fakat tesis yapmak
için 30 metrelik yol olur mu? Hadi oldu diyelim bir de dere kenarında yine 30
metre yol var. Herkes yola malzeme dökmüş, yer kalmamış. Bu çok büyük bir
sorun. Yatırım yapılması ve istihdam sağlanması için Ordu’daki OSB’lerin acilen
kamulaştırılması lazım. OSB yapılması için 100 milyon lirayı bir türlü bulamıyoruz
ama başka şeyleri yapıyoruz.
-Çambaşı Ordu’nun
Davos’u olma yolunda ilerliyor. Biraz da Çambaşı’nı konuşalım.
Şimdi bungalovlarla bu işler çözülmez. Biz 300 kişi
kapasiteli bir otel yapacağız. Böyle oteller yapılıyor ama yetersiz olacağını
öngörüyorum. Orada 5-6 tane parsel var. Bizim 7 sene önce başlattığımız
projemizin iskeleti tamam. Ben şimdilerde genç kadroya devrettim orayı. Orada
tek bir otelin olması ihtiyaçlara cevap vermeyecektir. Yeni yatırımlara
gereksinim var. Ordu’ya güzel bir kapı açıldı ancak ulaşım sorununu halletmeden
olmaz. Perşembe Yaylası’na, Kümbet’e gidiyorum yollar gayet düzgün. Bu yol
sorununun da halledilmesi lazım. Ancak bir 10 sene daha bu iş bitmeyecek.
-Tarım
konusu hakkında neler söylemek istersiniz? Fiyatlar biraz arttı sanki…
Tarımcılık benim özümde var.
Salgın nedeniyle bütün gıda maddelerinde özellikle C vitamini yüksek meyvelerde
büyük fiyat artışı oldu. Mesela aynı miktarda olan kivi, portakalın iki katı
kadar C vitamini içeriyor. Bu sebeple geçen yıla oranla bu sene fiyatlar
yükseldi. Pandeminin de etkisi var tabi.
-Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine
giren Turnagaz firmasının başkanısınız. Biraz bahseder misiniz?
1970’lerde LPG dağıtım firması
Türkiye’deki gaz darlılığından dolayı bizi dolum tesisi yapmaya zorladı. 1983
yılında Ordu LPG Dolum Tesisi ile faaliyete başladık ve Karadeniz Bölgesi’ne
hizmet sunmaya başladık. 1991’de Samsun LPG Dolum Tesisi, 1999 yılında da
Kocaeli LPG Depolama ve Dolum Tesisi’nin depolama kısmını hizmete soktuk. Türkiye’de
ilk sigortalı tüp uygulamasını başlatan
ve Karadeniz bölgesindeki ilk LPG Otogaz istasyonunu açan Turnagaz
olmuştur. İSO ilk 500’de de, ikinci 500’de de çok olduk. Yaklaşık 150
çalışanımız var. Bir ara nakliye firmaları kurduk. Sektörde yapılabilecek pek
çok şeyi yaptık ve hala devam ediyoruz. 80 tane gaz firmasının içinde
14’üncüyüz.
-52 yıllık bir iş
tecrübeniz var. Gençlere neler tavsiye edersiniz?
Dünyayı yeniden keşfetmeye gelen yok. İsterlerse kendilerine
bir mitolojik kahraman bulsunlar onun üzerinden gitsinler ancak herkesin bir
hedefi olmalı. Kimliklerini kazanmaları için onun peşinden gitmeliler. Bana Turnagaz’dan
önce gaz şirketi bayiliğini veren kuzenime teşekkür ediyorum. Beni tüccar ve
sanayici yapmaya zorlamıştır bir nevi. Bir yere yöneldikten sonra oranın
peşinden gidiyorsunuz. Gençler sabırlı olsun.